KURUCU YAŞAR BAYRAM 1-ANA SAYFA 2-PEYGAMBERLER 3-ALİMLER 4-EVLİYALAR 5-MEZHEPLER 6-ÖĞÜTLER
1-HZ MUHAMMET 2-ALİMLER 3-EVLİYALAR 4-MEZHEPLER KURUCU YAŞAR BAYRAM SAYFAMIZA
HOŞGELDİNİZ
ein Bild ein Bild

Sitene Ekle...

GÜLLERİN EFENDİSİ  
 
  ÜBEY BİN KAB 07.05.2025 23:15 (UTC)
   
 
HZ. ÜBEY B. KA'B (r.anh)

 

Sahabe-i kiramın büyüklerinden biri olup Rasûlüllah (s.a.s)'ın vahiy kâtiplerindendir. Übey (r.a)'in babasının adı Ka'b, annesinin ismi Suheyle'dir. İki künyesi vardir: Ebu'l-Münzir ve Ebu't Tufeyl. Medineli olup Hazrec kabilesinin Neccâroğulları kolundandır. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Übey b. Ka'b'ın Müslümanlığı kabul etmesi Rasulüllah(s.a.s)'ın Medine'ye hicret etmesinden önce, Akabe biatlarında olmuştur. Übey b. Ka'b ikinci Akabe biatında Rasûlüllah (s.a.s)'e biat eden yetmiş kişi içerisinde idi. Rasûlüllah (s.a.s) Medineli Müslümanlar arasında yapmış olduğu kardeşlik antlaşmasında Übey b. Ka'b ile Aşere-i Mübeşşere (Cennetle müjdelenen on kişi) den Said b. Zeyd'i kardeş yaptı. Übey, Rasûl-i Ekrem ile Bedir, Uhud, Hendek ve diğer bütün muharebelere katıldı. Uhud muharebesinde kendisine bir ok isabet etmiş, Rasûlüllah (s.a.s) ona bir tabib göndermiş, tabib okun girdiği yerdeki damarı keserek üzerini dağlamıştı. Bu suretle Übey b. Ka'b bu arızadan kurtulmuş oldu (bk. Müslim, Selam, 73-74).

Übey b. Ka'b cahiliyye döneminde de okuma yazma bilen az sayıdaki kimselerden biri idi (İbn Sa'd, Tabakat, I, 498). Rasulüllah(s.a.s) Medine'ye hicret edince, orada, ensar içerisinde yazılarını ilk yazan Übey b. Ka'b olmuştur (İbn Seyyidi'n-Nas, II, 315). Yazdığı yazıların sonuna "filan oğlu filan yazdı" diyenlerin de ilki idi (İbnü'l-Esir, Üsdu'l-Gabe).

Şu halde Medine döneminde Rasulüllah(s.a.s)'a gelen vahyi ilk yazan Übey b. Ka'b olmuştur. Übey b. Ka'b olmadığı zaman Zeyd b. Sabit yazardı. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ilahi vahyi Cebrail (a.s)'dan aldığı zaman, Übey b. Ka'b onu daha yazının ıslaklığı üzerinde iken ezberler, Rasûlüllah (s.a.s)e okurdu (Zehebî, Siyer, I, 280) Übey ashabın en alimlerindendi. Tabiinin büyük bilginlerinden olan Mesruk (663/683) şöyle derdi: "Rasûlüllah (s.a.s)'in ashabıyla görüştüm. İlimlerinin şu altı kişiye dayandığını gördüm: Ali, Abdullah b. Ömer, Zeyd b. Sabit, Übey b. Ka'b ve Ebu'd-Derdâ "( İbn ü'l-Kayyim, i'lâmu'l-Muvakkiîn, I, 16).

Übey b. Ka'b, Kur'an-ı Kerîm'i en iyi okuyan sahabîlerden idi. Peygamber Efendimiz (s.a.s) "Ümmetimin en iyi okuyanı Übey'dir." (Zehebî, Siyer, I, 392) buyurmuştur. Bu sebeple Seyyidü'l-Kurra (okuyucuların efendisi) lakabıyla tanınmıştı. Kur'an-ı Kerîm'i sekiz gecede hatmederdi. Rasulüllah(s.a.s)'in zamanında Kur'an'ı cem' ederek ona arzeden sayılı sahabîlerden biri idi. Nitekim Enes b. Malik, "Rasûlüllah (s.a.s) zamanında Kur'an'ı dört kişi hıfzetmiş olup hepsi de ensardandı. Bunlar: Übey b. Ka'b, Muaz b. Cebel, Ebû Zeyd ve Zeyd b. Sabit'tir" (Buharî, Menakibu'l Ensar 17; Tirmizî, Menâkib 33) demiştir.

Übey b. Ka'b, Rasûlüllah (s.a.s)'in ashabına Kur'an'ı kendilerinden öğrenmelerini tavsiye ettiği dört kişiden biridir. Abdullah b. Amr b. As'dan şöyle rivâyet edilmiştir: Rasulüllah(s.a.s)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Kur'an'ı dört kişiden alın (öğrenin). Abdullah b. Mes'ud'dan,-Rasulüllah(s.a.s) önce bunu zikretti, Ebu Nuzeyfe'nin mevlası Salim den, Muaz b. Cebel'den ve Übey b. Ka'b'dan" (Buharî, Menakibu'I-Ensar,16). Bu dört sahabîden Muaz ile Übey ensardan, Abdullah b. Mes'ud ile Salim ise muhacirlerdendir.

Rasûlüllah (s.a.s) Übey b. Ka'b'ı, Kur'an-ı Kerim'i iyi bilen bir sahabî olması sebebiyle öğretmen olarak tayin etmişti. Mescid-i Nebevi'de Kur'an-ı Kerîm'i öğretirdi. Aralarında Ebu Hureyre ve İbn Abbas'ın da bulunduğu bir çok sahabînin hocalığını yapmıştır. O, Kur'an-ı Kerîm'i öğretmesi karşılığında her hangi bir maddi şey de almazdı. Nitekim ondan şöyle rivâyet edilmiştir: "Muhacirlerden birine Kur'an öğretmiştim. Bu zat bana bir yay hediye etti. Ben bunu Rasûlüllah (s.a.s)'e anlatınca: "Onu alırsan ateşten bir yay almış olursun" buyurdu. Ben de yayı sahibine geri verdim"(İbn Mace, Ticarât, .

Übey b. Ka'b, Kur'an'ın lafızlarının eda keyfiyetini, kıraat vecihleriyle ilgili hususiyetlerini öğrenmeye özen gösterirdi. Allah Teâlâ, Peygamber Efendimiz (s.a.s)'e Übey'e Kur'an okumasını emretmiştir. Enes b. Malik (r.a)'dan şöyle rivâyet edildi: Rasulüllah (s.a.s) Übey b. Ka'b'a: "Âllah bana Lemyekünillezîne keferfi suresini sana okumamı emretti" buyurdu. Übey "Allah benim adımı da andı mı?" dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.s) "Evet" deyince Übey b. Ka'b sevincinden ağladı (Tecrid-i Sarih Tercümesi, X, 21).

Bu hadis-i şerif sahabe içerisinde Übey b. Ka'b'ın faziletine işaret ettiği gibi, onun kıraat ilmindeki yerine de işaret etmektedir.

Übey b. Ka'b, kıraati bizzat Rasulüllah (s.a.v)'den almıştır. O, Hz. Ömer'e "Ben Kur'an-ı Kerîm'i daha taze iken bizzat Cebrail (a.s)'dan alan zattan aldım" demiştir (Ahmed b. Hanbel, Müsned V, 117)

Kur'an-ı Kerîm'e karşı duyduğu rağbet ve arzu Übey b. Ka'b'ın faziletini artırmış, bu sebeple Rasûlüllah (s.a.v)'ın takdirini, ashabın saygısını kazanmıştır.

Übey b. Ka'b aynı zamanda Rasûlüllah (s.a.v) zamanında fetva veren az sayıda sahabîden biridir. Muhammed babası Sehl'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Rasûlüllah (s.a.v) zamanında fetva veren, üçü muhacir ve üçü ensardan olmak üzere altı kişi idi. Muhacirlerden olanlar Ömer, Osman, Ali; ensardan olanlar da Übey b. Ka'b, Muaz b. Cebel ve Zeyd b. Sabit'tir" (İbn Sa'd, aynı eser, II, 350).

Übey b. Ka'b, Rasûlüllah (s.a.v) zamanında idârî görevlerde de bulunmuştur. Rasûlüllah (s.a.v) onu Belî, Uzre ve Benî Sa'd kabilelerinin zekâtlarını toplamak üzere görevlendirmişti. Übey b. Ka'b bu görevi esnasında karşılaştığı bir vak'ayı şöyle anlatır:

"Rasûlüllah (s.a.v) beni Belî, Uzre ve Benî Sa'd b. Huzeym b. Kadâa kabilelerinin zekatlarını toplamak üzere gönderdi. Onların zekatlarını topladım. Nihayet onlardan sonuncu adamın yanına vardım. İçlerinde bu adamın evi ve köyü Medine'de Rasûlüllah (s.a.v)'e yakın olanı idi. Bu adam bana bütün malını topladı. Ben de zekat olarak almaya henüz iki yaşına girmiş bir dişi deveden başkasını bulamadım. Kendisine onu alacağımı söyledim. Mal sahibi, "Bunun sütü de yok, yük taşımak için de elverişli değil. Allah'a yemin ederim ki senden önce zekat toplamaya gelen ne Rasûlüllah'a ve ne de onun elçisine malımdan sütü olmayan ve yük taşımaya da elverişli olmayan bir deveyi vermedim. İşte genç, semiz dişi deve. Onu al." dedi.

Ben ona, "Bana emredilmeyen şeyi almam. İşte Rasûlüllah (s.a.v) sana yakın, İstersen ona gider, bana söylediklerini anlatırsın. Şayet o, kabul ederse, eder, etmezse reddeder" dedim. Adam:

"Bunu yapacağım" dedi ve benimle çıktı, bana vermek istediği deveyi de aldı. Rasulüllah(s.a.v)'e gelince:

"Yâ Rasûlüllah, malının zekatını almak için elçin geldi. Malımı topladım. O, sütü olmayan ve yük taşımaya da elverişli olmayan henüz iki yaşına girmiş bir deveyi seçti. Ben kendisine alması için genç, semiz bir dişi deve gösterdim, almaktan imtiha etti. İşte o deveyi getirdim, al ya Rasûlüllah" dedi. Peygamber Efendimiz (s.a.v) "Senin üzerine borç olan Übey b. Ka'b'ın ayırdığı devedir. Sen kendi rızanla daha iyisini vermek istersen, onu kabul ederiz ve Allah bundan dolayı sana ayrıca mükafat verir," buyurdu. Adam:

"Ben de bu maksatla onu getirdim, buyur al, yâ Rasûlüllah!" dedi.

"Hz. Peygamber (s.a.v) devenin alınmasını emretti ve malının bereketlenmesi için dua etti." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 142).

Übey b. Ka'b'ın, Rasûlüllah (s.a.v)'in vefatından sonra ilk halife Hz. Ebû Bekir zamanında da mühim görevler yaptığını görüyoruz. Hz. Ebû Bekir mühim bir mesele ile karşı karşıya gelip çözümünü Kur'an ve sünnette bulamadığı zaman ashabın seçkin alimlerini toplar, onlarla istişarede bulunurdu. Übey b. Ka'b da Hz. Ebû Bekir'in danışma meclisi üyelerinden idi. Aynı zamanda Hz. Ebû Bekir döneminde fetva vermekle görevli meşhur fakihlerden biri idi (İbn Sa'd, Tabakat, II, 350). Bu dönemde onun Kur'an'ın cem'i için kurulan komisyonda görev aldığını da görüyoruz.

Übey b. Ka'b, ikinci halife Hz. Ömer'in de teveccühünü kazanmıştır. Hz. Ömer, Übey b. Ka'b'a çok hürmet eder, ondan yararlanır ve ona Seyyidü'l-Müslimin (Müslümanların ulusu) derdi (Tecrid X, 22). Hz. Ömer'in hilafeti döneminde onun şura meclisinde çalışır ve kabilesi Hazrec'i temsil ederdi. Aynı zamanda fetva işleri ne de bakardı. Hz. Ömer bir zaman halka hitabında şöyle demiştir:

"Kur'an'dan sormak isteyen Übey b. Ka'b'a gelsin, feraizden sormak isteyen Muaz'a, mal isteyen de bana gelsin. Çünkü Allah beni hazinedar ve dağıtıcı kıldı" (Zehebî, Siyer I, 394).

Hz. Ömer zamanında teravihi cemaatle ilk kıldıran da Übey b. Ka'b olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.v) zamanında, onun vefatından sonra ilk halife Hz. Ebû Bekr, daha sonra kısmen de Hz. Ömer zamanında teravih namazı cemaatle değil, münferid olarak kılınmıştır. Bir defa Hz. Ömer mescide gidince halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını gördü. Kimi tek başına kılıyor, kimi küçük bir cemaat oluşturmuş kılıyorlardı. Hz. Ömer bütün halkı bir tek imamın arkasında toplamayı düşündü ve ertesi gün Übey b. Ka'b'ı teravih imamı tayin edip cemaati onun arkasına topladı. Böylece teravih namazı cemaatle kılınmaya başlandı (Buharî, Teravih, I; Tecrid-i Sarih Terc., IV, 75-76).

Hz. Ömer, hilafeti zamanında fetva işleri üzerinde hassasiyetle durur, ancak bu işe ehil olanların fetva vermesine müsade ederdi. Onun zamanında ancak Hz. Osman, Hz. Ali, Muaz b. Cebel, Abdurrahman b. Avf, Übey b. Ka'b, Zeyd b. Sabit, Ebu Hureyre ve Ebu'd -Derdâ gibi tayin ettiği zatlar fetva verirdi (M. Siblî, Asr-ı Saadet, Terc. Ö. Rıza, Doğrul, İst. 1974, VI, 369).

Übey b. Ka'b, Hz. Ebû Bekir döneminde olduğu gibi Hz. Ömer döneminde de danışma meclisi üyesi idi. Çeşitli konularda fikri alınır, görüşlerine değer verilirdi (İbn Sa'd a.g.e, II, 350; M. Siblî, a.g.e., IV, 334).

Übey b. Ka'b tefsir sahasında da ashabın önde gelenlerinden biri olup Medine tefsir ekolünün reisi olarak kabul edilmiştir. Celaleddin es-Suyutî (ö. 911/1505) tefsir sahasında meşhur olan sahabîlerin on kişi olduğunu belirtmiş, bunlar içerisinde de kendilerinden en çok tefsir rivâyet edilenlerin Hz. Ali, Abdullah b. Mes'ud, Abdullah b. Abbas ve Übey b. Ka'b olduğunu belirtmiştir (bk. Suyutî, el-İkton, II, 187).

Übey b. Ka'b vahiy kâtibi olması sebebiyle Rasûlüllah (s.a.v)'in fiil ve hareketlerine muttali bir sahabî idi. Kütüb-i Sitte'de kendisinden altmış küsür rivâyet edilmiştir. Bakiy b. Mahled (ö. 276/889)'in Müsned'inde Übey b. Ka'b'ın yüz altmış dört hadisi vardır. Bunlardan üçü hem Buhari'de ve hem de Müslim'de vardır. Ayrıca Buharî üç hadisi tek başına rivâyet etmiş ,yedi hadisi de yalnız Müslim rivâyet etmiştir (Zehebi, Siyeru A'lami'n -Nübela ' I ,402). Übey b. Ka'b ın rivayet etmiş olduğu hadislerden birinin anlamı şöyledir: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:

"Ademoğlunun bir vadi dolusu malı olsa, bir ikincisini ister. İki vadi dolusu malı olsa, bir üçüncüsünü de ister. Ademoğlunun içerisini topraktan başka bir şey doldurmaz. Allah Teâlâ ise tevbe edenin tevbesini kabul eder" (Tirmizî).

Übey b. Ka'b'ın vefat tarihi ihtilaflıdır. El-Vakidî der ki, "Bir kısım hadiseler onun Hz. Ömer'in hilafeti döneminde olduğuna delalet etmektedir.

Yakınları ve başkalarının onun Medine'de hicri 22 senesinde öldüğü söylediklerini gördüm. Hz. Ömer "Bugün Müslümanların ulusu öldü" demiştir. Onun Hz. Osman'ın hilafeti döneminde hicri 30'da öldüğünü söyleyenler de olmuştur. Bize göre bu daha doğrudur. Çünkü Hz. Osman ona Kur'an'ı cem etmesini emretmiştir" (İbn Sa'd, Tabakat, III, 502; Zeheb, I, 400

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sorular ve cevaplar kodu namaz vakitleri

[DİNİ KODLAR] SİTENİZE NAMAZ VAKTİ kupraslıyız

 

SAAT

Şifrenizi girin
Kullanıcı:
Parola:


Web'te Türkçe

 
K

mario oyunları
=0
  MEMURLAR HABERLERİ
TAKVİM
  VATANDAŞLIK KİMLİK SORGULAMA
kimlik sorgulama

---------------

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy



---------------

Bugün 56701 ziyaretçikişi burdaydı!
sayaç
47911.tr.gg html kod siteleri

Klip Kodları-1Klip Kodları-2Klip Kodları-3Türk Mutfağı KoduYemek Tarifleri Kodu Yemek Tarifleri Kodu-2Peygamberler Tarihi-1Peygamberler Tarihi-2Ders izle Kodları-1Ders Kodları-2Burç Kodları-1Burç Kodları-2Padişahlar KoduSağlık KodlarıCanlı Tv KodlarıSitenize Tv KodlarıNostalji Tv KodlarıPlazma Tv KodlarıOnline Radyo KoduRüya Tabirleri KoduK.Sunal Resim KoduPara KodlarıBilgisayar Dersleri KoduKutsal Emanetler KoduHaber Arşivi KoduSondakika Haber KoduNamaz Vakitleri Koduİl il İmsakiye KoduWebmaster KodlarıTrt Kanalları KoduGünlük Gazeteler KoduKur'an Dersleri Koduİl İl Türkiye KoduResimli Şiir KodlarıŞiir Dinle KoduŞiir Dinle Kodu-2Kur'an Dersleri Koduİl İl Türkiye KoduOnline Oyun KoduE-Devlet KoduTv'de Bugün KoduGazete Oku KoduAtatürk Resim KodlarıGünlük Burç KoduLink Arşiv Kodları
WEBMASTER KODLARI========----==============--======[sitene ekle]
html kod şifreleri
WEBMASTER KODLARI-------------------------------------------------------------------sitene ekle
Klip Kodları-1
Klip Kodları-2
Klip Kodları-3
Türk Mutfağı Kodu
Yemek Tarifleri Kodu
Yemek Tarifleri Kodu-2
Peygamberler Tarihi-1
Peygamberler Tarihi-2
Ders izle Kodları-1
Ders Kodları-2
Burç Kodları-1
Burç Kodları-2
Padişahlar Kodu
Sağlık Kodları
Canlı Tv Kodları
Sitenize Tv Kodları
Nostalji Tv Kodları
Plazma Tv Kodları
Online Radyo Kodu
Rüya Tabirleri Kodu
K.Sunal Resim Kodu
Para Kodları
Bilgisayar Dersleri Kodu
Kutsal Emanetler Kodu
Haber Arşivi Kodu
Sondakika Haber Kodu
Namaz Vakitleri Kodu
İl il İmsakiye Kodu
Webmaster Kodları
Trt Kanalları Kodu
Günlük Gazeteler Kodu
Kur'an Dersleri Kodu
İl İl Türkiye Kodu
Resimli Şiir Kodları
Şiir Dinle Kodu
Şiir Dinle Kodu-2
Kur'an Dersleri Kodu
İl İl Türkiye Kodu
Online Oyun Kodu
E-Devlet Kodu
Tv'de Bugün Kodu
Gazete Oku Kodu
Atatürk Resim Kodları
Günlük Burç Kodu
Link Arşiv Kodları








GEZ VE BUL

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol